Date Posted: By: Tuba Şatana Comments: 0

Giderken değeri anlaşılanlardan değil Özkonak.

Hep değerli olan.

Kapansa da değeri unutulmayacak olan. 

Ama yerinden gidince gözler bir süre arayacak, bak burada Özkonak vardı diyeceğiz. Sonra yerine gelecek, otel, cafe, restoran bir şey.

Önünde bekleyen kedisi gidecek. Sol vitrinin sıcaklığı, sağ vitrinin buzdolabındaki soğuk beyaz güzellik ile tezat oluşturmayacak yeni gelen yer. İki vitrin arasından dükkana girmeyeceksin. Masadakilere afiyet olsun diyerek ilerdeki tezgaha doğru yürümeyeceksin, yemek seçmeyeceksin, Mahmut abi ile sohbet etmeyeceksin.

Zamanında kiracısı olduğu yeri almamış, mal sahipleri ile el sıkışarak anlaşarak yıllarca kiracı olmuş, ekonomik şartlar ve ev sahibi-yönetim değişince de yenilerin eskilerden rant beklediği düzende dükkansız kalacak bir işletme DAHA Özkonak. Alın size tamlama. Başka türlü anlatılmaz bir durum.

“Gentlemen’s agreement”, centilmenler gidince bitti. 

Kimler bu kira düzeneğine kurban oldu, kimler yokoldu hatırlıyor musunuz? Denizler Kitabevi, Pando, Kelebek, Beyoğlu Balık pazarının yarısı, Kadıköy Çarşı’nın yarısı…

Neden yeni yere taşınmıyorlar diyor bir çoğunuz. Taşınamazlar, neden mi, zira iki nedeni var, ya halleri vakitleri yok maddi olarak yeniden başlamak için, ya da işi devam ettirecek yeni nesilleri yok, var ama yok, ya da yok yok. 

Her şey yerinde ağırdır. Lebon’un da kapacağı haberleri dolaşıyor, kapısının üzerinde açılış yılı 1886 yazıyor. Lebon’un kapanacağı ile ilgili Mayıs ayında Radikal’de yazmıştım, 2015 senesinde. Bir şekilde dayandı bu seneye kadar. Yani konu yeni değil. Kendi yazımdan alıntı yapayım: 

“Mal sahibi olan vakıf zaten dört yılda bir kira artışı için dava açarmış ve sonunda uzlaşmaya bağlanırmış. Ama bu sefer direkt tahliyesi için açılmış mahkeme ve tek celsede tahliye kararı verilmiş.  Temyize gidiyorlar, umutlu Murat Bey ama ‘bu yasanın adaletini , mantığını anlamak mümkün değil’ diyor. Anlaşılacak bir yanı yok zaten. Evet yasa bu, Borçlar Kanunu madde 347. Sırf mülk sahiplerinin sırtını sıvazlayan bir yasa. “ Yazının tamamını buraya linkliyorum. 

Özkonak’tan Mahmut Abi ile ayaküstü sohbet ettik. Biraz içini döktü, dükkanın zorluklarını, tek tek kazandibini nasıl çıkarttığını, bunu ustalığını, ekmek kadayıfını nasıl yaptığını anlatırken, abisinin rahatsızlığından zaten tek kaldığını, yetiştirdiği personelin kaçmasına sohbet ettik. Servis sakindi, konuşabildik. 

Cihangir’i Cihangir yapan dükkanlardan Özkonak. Bir mahalleyi mahalle yapan yerlerden. Her mahallenin bir lokantası olur, o Özkonak, Cihangir’de. Yıllardır. İstanbul’un mihenk taşlarından. Çoğunuza kazandibi denince ilk akla gelenlerden. 

Özkonak, Cihangir mahallesinin yeni neslinin de lokantasıdır, esnafının da. 

Benim ekmek kadayıfına durduğum yerdir. 

Menüm az kuru köfte, az ıspanaktır. 

Önce ekmek kadayıfı ama, bol kaymaklı, sonra yemek. 

Çıkarken Deniz’e yoğurt…