Sabah erken…
Daha güneş sokak aralarına girmemiş. Gölgeler serin. Gene bir bahar günü hatıramda.
Beşiktaş.
Asım Usta’nın dükkanında pencereler örtülü, içeride döner hazırlığı var.
Mavi cephe, tam Asım Usta’nın karşısındaki. Zaten tek mavi cephe. Cam ve demir.
Bir iki metruk masa dükkanın önünde. Daha tenha içerisi, kahvaltı kalabalığı başını sarmamış Pando Amca’nın. Eşi ile içerideler.
İçeriye geçip oturuyorum. Tek göz yumurta ve çay rica ediyorum. Kahvaltı değil maksat, Pando Amca’da bir sabah geçirmek.
O, sıcak sütü arada karıştırıyor, arada soğuk süt ekliyor, tek tük müşteriyede servis ediyor.
Arkasındaki duvarda çengelde paket kağıtları asılı. Kaymak almaya gelenlere paket yapıyor onlarla, bazen çok talep olunca kaymağa herkese sadece bir rulo kaymak verdiğini hatırlıyorum, müşteri ne kadar ısrar ederse etsin. Devamlı müşteriyse bilir de ısrar etmezdi zaten.
Çok kişiyle tartışmışımdır Pando Amca’nın suratı asık mı değil mi diye. İnsanların beklentilerine göre işletilen değil, minik, yaşını almış bir kaymakçı, bir minik kahvaltıcıydı Pando. Sizi severse espiri de yapardı, gülerdi de. Belki insanımızın beklentisi o dükkana göre değildi. Pando Amca, sabahın saatiyle, yaşına rağmen işine gelen, eşi Madam Yuanna ile dükkanı çekip çeviren bir esnaftı. İstanbul’un mihenk taşlarındandı.
Mülk sahibi onu kapı dışarı etmeden, yani 1895’den 2014 yılına kadar aynı yerde İstanbul’a lezzet katmıştı. Dedesinden bu yana. Ne çok yazıp çizmiştik, ama bir türlü olmamıştı, mülk sahibi pek istediğini elde edemedi, zira hala dükkan boş, dört yıl geçmesine rağmen.
Pando Amca, Kaymakçı Pando, bana sıcak süt içiren tek yer. O sütün tadı hala damağımda.
Pando Amca, İstanbul’a kattığın her anı için müteşekkirim. Sensiz bir kişi daha az, daha yalnız İstanbul, daha yeni ve daha hafızasız belki ama, bizim anılarımızda yaşamaya devam edeceksin.
Mavi dükkanın yerinde ne olursa olsun, orası Pando Amca’nın dükkanı olacak hep.
Işıklarda uyu ve teşekkürler…
*Bu yazım 12.04.2018’de hurriyet.com.tr’de yayınlanmıştır.