Date Posted: July 6, 2020 By: Tuba Şatana Comments: 0

Hep deriz ya, buralar dutluktu diye…

1937 senesinde dut zamanı Cumhuriyet gazetesinde Halk Sütunu köşesinde Mecidiye Köyü’nden 4 dutçunun gelip belediye ile ilgili şikayette bulunduğu yazılmış. Tablalarının yeteri kadar boyalı olmayışından ve bezlerin eski oluşu bahane gösterilerek, çalıştırmadıklarını ve dutların dökülüp çürüdüğünü, ailecek aç kaldıklarından dert yanmış dut esnafı, ve ilgilileri bu konuya eğilmeye davet etmişler. Dutçu esnafın gazete’ye giderken göstermek için yanlarında götürdükleri tablaların ise temiz ve boyalı durumda olduğunu da belirtmiş yazı. 

Halbuki, Beşiktaş, Üsküdar, Topkapı ve Yedikule’deki dutçu esnafın işlerine belediye engel olmuyormuş. 

Dut esnafı, her sene, bir seneliğine dutlukları satın alır/kiralar ve dut mevsiminde bu meyveleri satarak geçimlerini sağlarmış. 

Uğur ile sohbet ederken, sitemin hala devam ettiğini söyledi.  Dut ağaçları sezonluk kiralanıyor, tabii eskisi gibi yaygın değil bu iş çünkü çok külfetli, silkmeyi bilmek, özel dut bezi olması, bezden de toplamayı bilmek lazım, dutun canı ne ki… 

Levent’ten Kilyos’a kalan dut ağaçlarından geçimini sağlayan birçok aile var, yani dutların tezgahta görünmesini sağlayan bir dut esnafı hala var. 

O bir tek dutu yerken, kıymetini bilmek lazım. 

// The mulberries we saw on the displays in groceries around İstanbul in mulberry season are brought by mulberry gatherers around the city, it is an occupation, their means of subsistence.